Kiracı tahliyesi, hem kiraya verenler hem de kiracılar açısından önemli hukuki sonuçlar doğurabilecek bir süreçtir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) kapsamında düzenlenen bu süreç, belirli şartların gerçekleşmesi halinde mahkeme kararıyla veya icra takibi yoluyla ilerletilebilir. Bu yazıda, kiracının tahliye edilme sebepleri, tahliye süreci, dava ve takip yolları ile tarafların hak ve yükümlülükleri detaylı şekilde ele alınmaktadır.
1. Kira Bedelinin Ödenmemesi:
Bu durumda:
Dilerse yeni malik, bu 6 ayı beklemeden doğrudan sözleşme süresinin sonunda da tahliye davası açabilir. Ancak her hâlükârda bildirim süresi ve dava süresi usule uygun şekilde işletilmelidir.


6. Kiraya Verenin 10. Yıl Sonunda Tahliye Hakkı (TBK m. 347):
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesi uyarınca, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya verenin tahliye hakkı, sözleşmenin 10. uzama yılını takip eden her yeni kira döneminin sonunda kullanılabilir. Bu durumda kiraya veren, kira sözleşmesini en az 3 ay önceden yazılı bildirimde bulunarak herhangi bir gerekçe göstermeksizin sona erdirebilir. Bu hak yalnızca sözleşmenin kiraya veren tarafından feshi için tanınmıştır; kiracıya böyle bir hak tanınmamıştır.
Örneğin; 1 Eylül 2015 tarihinde yapılan bir kira sözleşmesi, 10 uzama yılı sonunda yani 1 Eylül 2026’te sona erdirilebilir. Kiraya verenin bu tahliye hakkını kullanabilmesi için en geç 31 Mayıs 2025’e kadar yazılı ihtar göndermesi gerekir. Aksi hâlde kira sözleşmesi 11. yıla otomatik olarak uzar.
Zaman Çizelgesi: 10 Yıllık Uzama Süresi Sonunda Tahliye Süreci
Kiracının sözleşme süresi dolmadan tahliye edilmesi ancak kanunda belirtilen haklı nedenlerin varlığı hâlinde mümkündür. Bunlar arasında kira bedelinin ödenmemesi, kiralananın amacı dışında kullanılması, komşulara rahatsızlık verilmesi gibi durumlar sayılabilir. Bunun dışında, kontrat süresi sona ermeden sadece ihtiyaç, yeniden inşa veya tahliye taahhüdü gibi istisnai hallerde tahliye davası açılabilir. Aksi durumda kiracının korunması ilkesi gereği tahliye mümkün değildir. Tahliye davası açılması hâlinde süreç mahkeme kararıyla tamamlanır.
Hayır. Tahliye davası açılması kiracının derhâl tahliye edilmesi anlamına gelmez. Dava sürecinin tamamlanması ve mahkemenin tahliye yönünde karar vermesi gerekir. Karar kesinleşene kadar kiracı kiralanan taşınmazda kalmaya devam edebilir. Bu süreç genellikle birkaç yıl sürebilir.
Tahliye davaları, delillerin durumuna ve mahkemenin iş yoğunluğuna bağlı olarak ortalama 6 ay ile 1,5 yıl arasında sonuçlanmaktadır. Bulunulan şehre, adliye yoğunluğuna, karara itiraz edilip edilmediğine göre süreler değişiklik göstermektedir. Dava sonunda verilen tahliye kararının icrası için ayrıca icra takibi yapılması gerekir.
Hayır. Ülkemizde kiracıların hakları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile güvence altına alınmıştır. Kiracının tahliyesi için mutlaka yazılı ve hukuki bir yol izlenmesi gereklidir. Sözlü uyarı veya bildirimle tahliye talep edilmesi yasal geçerlilik taşımaz ve kiracı açısından bağlayıcı değildir. Tahliye için ihtar çekilmesi, dava açılması veya icra takibi başlatılması gerekmektedir. Aksi hâlde kiracının evi tahliye etmesi zorunlu değildir.
Kiracının kira borcunu ödememesi hâlinde kiraya veren, yazılı ihtar çekerek 30 günlük ödeme süresi verir. Bu sürede ödeme yapılmazsa icra yoluyla tahliye işlemi başlatılabilir. Aynı kira yılı içerisinde iki defa kira bedelinin geç ödenmesi durumunda ise, her biri için ayrı ayrı ihtar çekilerek yıl sonunda tahliye davası açılabilir. Bu süreçte usule uygun bildirim ve sürelerin tanınması büyük önem taşır. Aksi takdirde tahliye davası reddedilebilir.
