Scroll Top
AKRAN ZORBALIĞI: Çocukların Sessiz Çığlığına Hukuki Bakış

Toplumumuzun en savunmasız bireyleri olan çocuklar arasında yaşanan akran zorbalığı; yalnızca pedagojik bir sorun değil, aynı zamanda ciddi bir hukuki meseledir. Çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyen bu eylemler gerek ülkemizde gerekse Avrupa ülkelerinde doğrudan özel bir yasa ile düzenlenmese de çocuk haklarını ve okul ortamını düzenleyen genel yasal çerçevelerle ele alınmaktadır. Birçok ülkemizde ve birçok Avrupa ülkesinde akran zorbalığına ilişkin yasal önlemler doğrudan değil, çocuk koruma yasaları, eğitim kanunları, ayrımcılıkla mücadele mevzuatı ve ceza hukuku içinde yer bulur.Ayrıca ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından konuya ilişkin yayınlanan genelgeler ve uygulamaya yönelik atılan adımlar da akran zorbalığı ile mücadelede yol gösterici olmaktadır.

Akran Zorbalığı Nedir?

Akran zorbalığı; genellikle çocuklar ve ergenler arasında, güç dengesizliğine dayalı olarak gelişen, tekrarlayan veya sistematik hale gelen fiziksel, sözlü, duygusal ya da dijital şiddet davranışlarını ifade eder. Zorbalık eylemi, mağdurun kendisini çaresiz, değersiz veya tehdit altında hissetmesine yol açabilecek düzeyde tekrarlanabilirlik ve kasıt içerdiğinde, ciddi bir hak ihlali boyutuna ulaşır.

Akran zorbalığı yalnızca bireysel davranışlardan ibaret olmayıp, okul ortamları başta olmak üzere sosyal çevrelerde sessizce yayılabilen, mağdurlar üzerinde uzun vadeli psikolojik, akademik ve sosyal etkiler bırakan, toplumsal düzeyde önlem alınması gereken bir çocuk koruma sorunudur.

Aşağıdaki davranış türleri, akran zorbalığının kapsamına girebilir:

Fiziksel Zorbalık: İtme, vurma, eşyaya zarar verme gibi eylemler,
Sözel Zorbalık: Küfür, lakap takma, tehdit, aşağılayıcı ifadeler kullanma,
Duygusal Zorbalık: Dışlama, yalnız bırakma, grup baskısı kurma,
Siber Zorbalık: Sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları ve dijital platformlar aracılığıyla hakaret, ifşa, tehdit, alay etme gibi eylemler.

şeklinde karşımıza çıkabilir.

7DFCDF90-7327-4ECF-9780-1B370EFC1A1B
1. Türk Ceza Kanunu (TCK) Hükümleri

Aşağıda yer alan bazı zorbalık türleri, çocuklar arasında gerçekleşse bile suç teşkil edebilir:

Zorbalık Türü

TCK Maddesi

                    Açıklama 

Hakaret

Madde 125

Onur kırıcı söz ve eylemler

Tehdit

Madde 106

Korkutma ve sindirme amaçlı söz ve davranışlar

Kasten Yaralama

Madde 86

Fiziksel şiddet

Verilerin Yayılması

Madde 136

Özel görüntü ve bilgilerin izinsiz paylaşımı

İntihara Yönlendirme

Madde 84

Zorbalık sonucu ağır psikolojik baskı

Suça sürüklenen çocuklar hakkında çocuk adalet sistemi devreye girer ve soruşturma Çocuk Bürosu tarafından yürütülür.

 

 

2. 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu

Bu kanun kapsamında hem mağdur hem de suça sürüklenen çocuklar için:

Koruyucu ve destekleyici tedbirler (madde 5)
Danışmanlık, eğitim, sağlık ve barınma yardımı
Gerekirse Aile Mahkemesi nezdinde tedbir kararı

alınabilir.

3. Uluslararası Mevzuat

Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, çocukları her türlü fiziksel veya zihinsel şiddete karşı korumakla devletleri yükümlü kılar (Madde 19).

Okul Yönetimlerinin Yasal Yükümlülükleri

MEB rehberlik mevzuatına göre; rehber öğretmen ve okul müdürü olaya müdahale etmekle yükümlüdür.
Zorbalığın tespiti hâlinde, gerekli raporlama ve veli bilgilendirmesi yapılmalıdır.
İhmal söz konusuysa, idari sorumluluk doğar.
Ailelere ve Eğitimcilere Tavsiyemiz:

1 Çocuğunuzun davranışlarındaki değişiklikleri dikkate alın.

2 Okul rehberlik birimiyle iletişime geçin.

3 Gerekirse bir avukat aracılığıyla yasal süreci başlatın.

Yılmazcan Hukuk Bürosu Olarak Ne Yapıyoruz?
Mağdur çocuklar için yasal başvuru ve tedbir süreçlerini yürütüyoruz.
Suça sürüklenen çocuklara yönelik adalet sisteminde hak temelli bir yaklaşım sunuyoruz.
Okullar ve kurumlar için eğitim ve danışmanlık hizmeti sağlıyoruz.

Çocuklara daha güvenli bir gelecek inşa etmenin sorumluğu ve bilinci ile ilgililere hukuki yardım ve destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Call Now Button